1. Anasayfa
  2. İnceleme & Araştırma

Basmacı Hareketi Nedir?

Basmacı Hareketi Nedir?

Güce hâkim olanın ürettiği taraflı ve politik tarih anlayışın uluslararası alandaki en belirgin örneklerinden biri de “Basmacı Hareketi” olarak anılan ve Türkistan’da cereyan eden istiklal hareketidir. Türkmenistan, Başkırdistan ve Kırım’da gerilla tarzı faaliyet gösteren ve kendilerini “Vatan Müdafacıları”, “İslam Müdafaacıları” ve “Türkistan Azaldığının Askerleri” adlarıyla tanımlayan “Korbaşılar” Ruslar’dan bağımsız bir yönetim kurma hedefindeydi. Tarih yazıcılığının azizliğine uğrayan bu önemli harekâtı ve tarih literatüründe oluşturulan kasıtlı yanlış algıyı sizler için yazdık.

Neden Basmacı adıyla anıldılar?

Ne yazık ki disiplinlerin literatürüne yerleşen bazı adlandırmalar, bilimin asli görevi olan nesnelliği yakalayamamıştır. İdeolojilerin dar kalıplarının sınırlarından kendini sıyıramamıştır. Tarih literatürüne “Basmacı Hareketi” adıyla geçen ve etimolojik karşılığı, haydut, yol kesen, talancı ve yağmacı ifadelerine denk gelen bu adlandırılmıştır. Türkmenistan’da istiklal mücadelesi veren Türk unsurların giriştiği mücadelenin amacını saptırma hedefi gütmüştür. Bu ifade, Çarlık Rusya döneminde Türkmenistan, Başkırdistan ve Kırım’da gerilla tarzı faaliyet gösteren gruplar için kullanılmıştır. Aynı zamanda küçümseyici bir tavır takınmanın da karşılığıydı. Ruslar, bu hareket hakkında yaptıkları çok sayıda çalışmayla sistemli bir şekilde bilgi dağarcığı oluşturmuştur. Türkmenistan’da verilen istiklal mücadelesinin gerçek yüzünün göz ardı edilmesini başardı ve kendilerini “Korbaşı Hareketi” olarak adlandırılan bu grubu tarih literatürüne “Basmacı” adıyla soktu.

Korbaşılar Hareketi’nin sosyal, siyasi ve ekonomik temelleri neydi?

Belirli bir siyasal olgunun, siyasi aktivitenin veya girişilen silahlı mücadelenin, mevzunun gerçekleştiği topraklara has sosyal, ekonomik, siyasi ve coğrafi olgulardan bağımsız olarak değerlendirilmesi şüphesiz ki bize temelsiz ve yetersiz bilgiler sunacaktır. Bu nedenle “Korbaşılar Hareketi”ni değerlendirmek için, Türkistan topraklarında oluşmuştur. Yüzlerce yıllık geçmişe sahip olan kültürün tecrübi sonucu olarak karşımıza çıktığını bilmemiz gerekir. Bahsettiğimiz bu tecrübi sonuç ise bağımsızlık ülküsüdür. Kendilerini “İslam Askerleri”, “Vatan Müdafacıları”, “İslam Müdafaacıları” ve “Türkistan Azaldığının Askerleri” gibi adlarla tanımlayan “Korbaşılar Hareketi”nin ideolojik muhtevası ise bu isimlendirmeler vesileyle kendini bizlere sunmaktadır. Bununla birlikte oluşan milli bilinç tesadüfi ve bir anda gerçekleşen bir şey olmamıştır. Özellikle 1917 yılı sonrası gerçekleşen milliyetçi görüşe sahip Türk aydınlarının yaptığı çalışmaların halkta karşılık bulmuştur. “Korbaşılar Hareketi”ni yükselten fikri değerlerdendir. Bu durum ayrıca “Korbaşılar Hareketi”nin bir çete hareketi olmadığının ve halkın bağımsızlık arayışı olduğunun açık kanıtıdır. Hareketin ekonomik temelli ateşleyicisi ise Rusya’nın Türkistan’ın genelinde uyguladığı pamuk politikasıdır.

Korbaşılar Hareketi’nin ulaşmak istediği hedef neydi?

Çarlık Rusya döneminde başlayan ve Sovyet Rusya döneminde devam eden Kafkasya’da bulunan Türkleri kontrol altına alma ve asimile etme gayretleri Türkmenistan coğrafyasında literatürdeki adıyla “Basmacı Hareketi”nin doğmasına neden oldu. 1918 yılında Korbaşı Ergaş’ın önderliğinde başlamıştır. Kısa denilebilecek bir zamanda etki alanını arttıran bu mücadelenin ulaşmak istediği hedef kendini yöneten, Ruslardan arınmış, bağımsız bir devlet tahsis etmekti. Suçsuz Türkistanlıların öldürülmüştür. Kızılordu ve silahlı Ermenilerin sürdürdükleri katliamların getirdiği olumsuz koşulların bağımsızlık arzusuyla perçinlenmesi mücadelenin temelini oluşturmuştur. Mevzunun amacını bir sloganla bitirmek gerekirse şu söz çok yerinde olacaktır: “Türkistan, Türkistanlılarındır”

Enver Paşa’nın hareketin başına geçmesi süreci nasıl etkiledi?

Korbaşılar Hareketi Buhara, Fergana Vadisi ve Hive başta olmak üzere birçok yerde etkili olma gayretindeydi. Özellikle Fergana Vadisi’nde görev alan Mehmed Emin Beg, Şîr Muhammed Beg, Nur Muhammed Beg, Hal Hoca ve Korbaşı Parpi gibi önemli isimler mücadeleyi daha da sıkılaştırma hedefindelerdi. Ancak bu mücadelenin bedeli ağır olmuştur. Ruslar ve Ermeniler tarafından yerleşim yerleri yakılıyor ve ağır kayıplar verilmiştir. Her ne kadar 1919’da Mehmed Emin Beg tarafından Fergana’da Fergana Hükümeti, 3 Mayıs 1920’de Şir Muhammed Beg tarafından da geçici Türkmenistan hükümeti kurulmuştır. Uzun süreli olmadı ve ihtiyaç duyulan liderlik sorunu kendini ciddi anlamda göstermiştir. Verilen mücadeleyi uzaktan takip eden Enver Paşa 2 Ekim 1921 tarihinde Buhara şehrine geçmiştir. Onun Buhara’ya ayak basması, Korbaşılar Hareketi’ni daha da körükledi.

Elbette ki onun bu mücadeleye dahil oluşu çeşitli müzakereler sonucu gerçekleşti. Halk Buhara’da Enver Paşa’yı coşkuyla karşıladı ve Bolşevik kuvvetlerinden çekinmeyerek; “Yaşasın Turan, Yaşasın din-i Muhammediye, Yaşasın Enver Paşa sesleri semaya yükseldi. Enver Paşa Buhara’da bulunan basmacıların başı Lakaylı İbrahim’le görüşmesi sırasında esir alınmıştır. Afgan Kralı Amanullah Han’ın mektubu üzerine serbest bırakılmıştır. Bu süreçten sonra başarılı mücadeleler vererek Rusları kendilerine antlaşma talep edecek seviyeye getirdi. Ancak Enver Paşa’nın bu antlaşma teklifine karşı tavrı netti olmuştur. “Sulh ancak Türkistan topraklarındaki Rus askerleri çekildikten sonra söz konusu olacaktır.”

Enver Paşa’nın şehit olmasından sonra mücadele nasıl seyretti?

Sovyet Rusya, Korbaşılar Hareketi’ne can katan ve Rusların korkulu rüyaları haline gelen Enver Paşa’dan kurtulma planları yapıyordu. Takvimler 4 Ağustos 1922’yi gösteriyordu. Kurban Bayramı’nın ilk günüydü. Enver Paşa bugünü Satılmış köyünde geçirmiştir. Ancak Sovyet askeri müfrezesi bu sırada Enver Paşa’yı hazırlıksız yakaladı. Enver Paşa savaşmaktan geri durmadı. Yanında savaşacak cephane yoktu, ama süngüsü hala yanındaydı. Korkmadan sürdü atını düşman üstüne, yiğitçe savaştı ve açılan ateş sonucu şehit oldu. Enver Paşa’nın bu hazin ölümü, Korbaşılar Hareketi’nin sonunu getirecek diye düşünen Ruslar yanılmıştır. Korbaşılar mücadeleyi sürdürdü. Her ne kadar mücadeleyi sürdürseler de Enver Paşa’nın ölümü üzerine Ruslar daha da hakimiyet sağladı. Harekete destek veren Türkler hapislere atılmıştır. Çok geçmeden Basmacılığın birinci devri sona ermiştir. Ancak mücadele hala sona ermemiştir. 1922’de başlayan ikinci dönemde mücahitler silah buldukça mücadeleye sürdürdü. Verilen mücadele yaklaşık 1935 yılına kadar devam etti. Ancak aynı yıl içerisinde Korbaşılar Hareketi Rusların üstünlüğüyle kesin olarak son buldu.

Hareket neden başarıya ulaşmadı?

Fen ve matematik bilimlerinde olgular denklemlere bağlıdır. Varılacak sonuç ve sonuca gidilecek yol bellidir. Beşerin yaşantısında denklem çoğu zaman yoktur, hayat bazen mucizelere açıktır. Ancak öyle durumlar var ki beşer ile matematik arasında sonuca gitme yöntemi arasında hiçbir fark yoktur. Düşmanın uçağına, topuna ve tankına karşı senin makineli tüfeğin bile yoktur. Düşman seni sinsice gafil avlarken sen düşmanın üzerine bir cesaret süngüyle gidiyorsan karşılaşılacak sonuç bellidir. İşte Korbaşıların başarıya ulaşamamasının bir nedeni budur. Bununla birlikte Korbaşıların aralarında düzenli birlik ile merkezi bir komutanlık kurma hususunda yaşadığı sorunlar, teknik yetersizlikler ile birleşince başarısızlık kaçınılmaz oldu.

Rus komutanları Basmacıları nasıl tanımlıyordu?

Ruslar her ne kadar Basmacı Hareketi’ni tarih literatürüne yağmacı, bozguncu anlamına gelen Basmacılar adıyla sokmuşlardır. Birçok Sovyet komutanı ve aydını bu mücadelenin milli bir mücadele olduğunu itiraf etmiştir. Buna Rus cephesine mensup çok sayıda kişinin ifadeleri örnek gösterilebilir. Sovyet ordularının Türkistan cephesi kumandanı Frunze, Basmacılığın çetecilik olmadığını belirtirken, Sovyet komiseri olarak savaşlarda boy gösteren Skalov, “Basmacılık Türkistan halkının yabancı hakimiyeti karşısında milli isyanıdır” der. Örnekler daha da çoğaltılabilir. Türkistan’da Sovyet hâkimiyetini kuran Valeriy Kuybesev, Basmacılar Hareketi’nin yalnızca haydutluk kabul etmenin doğru olmayacaktır. Onun siyasi bir inkılap olduğunu söylemiştir. Mevzunun asker ayağından son bir örnek verirsek. Ginzburg ve Vasilewskiy adlı Sovyet komiserleri de “Basmacılığın gayesi, Türkistan’ı Rusya’dan kurtarmak ve zulümsüz bir Türkistan kurmaktan ibarettir” demektedirler. Ayrıca Sovyetlerin olaya dair arşiv belgelerini yayınlanmasına izin vermemesi, olayı kendi askerlerinin ifadeleriyle örtüşür mahiyete bürümektedir.

İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın!

Abonelik Bültenimize katılın, tarihi anları kaçırmayın! Hemen ücretsiz üye olun ve en özel güncellemelerle tarihin içinde kalın. Geçmişin kapıları sizin için aralanıyor!